Nebil Rahuma

26 Şubat 2009 Perşembe

01 Ekim 1980 - '' Kimliği Meçhul ''

zaman: 19:15
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta PaylaşPinterest'te Paylaş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa
Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom)

Nebil Rahuma

Nebil Rahuma
Hatay Eğ. Enst. sınıf resmi

Blog Arşivi

  • Temmuz (1)
  • Haziran (2)
  • Mart (1)
  • Şubat (2)
  • Ocak (2)
  • Aralık (1)
  • Ağustos (1)
  • Mayıs (1)
  • Nisan (1)
  • Mart (2)
  • Şubat (5)
  • Ocak (1)
  • Aralık (6)
  • Kasım (1)
  • Ekim (4)
  • Eylül (12)
  • Ağustos (9)
  • Temmuz (1)
  • Haziran (1)
  • Nisan (1)
  • Şubat (4)
  • Aralık (1)
  • Kasım (2)
  • Ekim (4)
  • Nisan (2)
  • Mart (2)
  • Ocak (1)
  • Kasım (3)
  • Ekim (3)
  • Eylül (1)
  • Temmuz (2)
  • Haziran (4)
  • Mayıs (4)
  • Nisan (5)
  • Mart (4)
  • Şubat (5)
  • Ocak (3)
  • Aralık (4)
  • Kasım (2)

Güzel İnsan

  • Hüseyin ERİŞ

İstasyonlar

  • Engin Erkiner
  • İbrahim Yalçın

Kirvem

Kirvem

Notlar

MERAK - Malum cenah ''KAMUOYUNA DUYURU'' yayınlayıp bundan böyle MUHABERAT-MİT muhabbeti yapmayacaklarını beyan etmiş. Merak ediyorum; REYHANLI konusundaki resmi politikaya çomak sokup açılıma ters düştüğünüz için kulağınızı kim büktü ?
Bilgi - Bugün (22.02.2013) Adana'da duruşmamız vardı. Belge/bilgi toplamak için duruşmaya kimlerin icabet edeceği merak konusuydu. Ne de olsa Paris'teki güzel(!) oğlan günler öncesinden eski yoldaşlarına(?) çağrı yapmıştı..
Duruşma salonunun bulunduğu kata çıktığımda koridorda büyük bir kalabalık gördüm. Tamam dedim içimden; eski yoldaşlar(?) tam kadro burada.. Lakin daha sonra kalabalığın önemli kısmının sivil polis olduğunu fark ettim. En nihayet bu kişilerin, bir kaç gün önce yapılan DHKP-C operasyonunda gözaltına alınanlar olduğunu öğrendim. Gaziantep'den getirilmişler. Onlar da aynı mahkemede yargılanacaklarmış.
Tüh dedim içimden. Elleri yine boş kaldı Paris'deki güzel(!) oğlanların.
Bu kadar da nankör olunmaz ama, değil mi sayın seyirciler...
Sözün Özü - MİT elemanı olan APO, devlet tarafından KÜRT hareketi içinde görevlendirilmiş, süreç içinde kontrolü PENTAGON'a geçmiştir ki; MİT bu örgütün alt soyudur. KCK sivil örgütlenmesi de MİT tarafından organize edilmiştir. Bu nedenle önder kadrosunun ekseriyeti MİT elemanıdır. Mevcut şartlar altında Kürt hareketi; demokrasinin tarafı değil emperyalist projenin kimi zaman provokatör, kimi zaman da tetikçi maşasıdır. Emperyalist projelerin maşası olanların da DEVRİMCİ olması mümkün değildir.
Soru - Engin Erkiner, MEHMET AĞAR'ı neden ziyaret etmediğimi sormuş... İyi de, kendisi ziyarete gitmediğimi nasıl biliyor ? Bu bilgiyi hangi kaynaktan alıyor ? Söyleyeyim: Bu tür mahkumları ziyaret eden, mesaj gönderen kişilere ait bilgiler anında MİT'e iletilir... Engin'in bilgi kaynağı da işte o MİT'dir. Bu durumda ziyaret ettiğim zaman haberi olur ve bunu sizlerle paylaşır.
Fransız Polisi - Paris operasyonu için İHBAR yapılmış, evler basılmış ve İbrahim paşa kendi anlatımıyla baskın öncesinde kaçıp Adil'in evine saklanmış. Buraya kadar normal ama sonrası bayağı kafa karıştırıcı ve komik. İbrahim paşanın karısını rehin (?) alan Fransız Polisi; onlarca evi bastığı halde Adil'in evini basmaya üşeniyor. Adil'in ev telefonunu da biliyorlar üstelik.. Telefon açıp ''İbrahim'in sende saklandığını biliyoruz; karısı elimizde, gelip teslim olsun karısını bırakalım'' diyorlar.. Hayret; adamlar polis değil de mafya sanki.. Her neyse; bayağı güldürdü beni Fransız Polisi..
Dolap Beygiri - Dolap beygiri dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyor. Hatırlarsınız Tacettin Sarı'yı milyarder bir muhaberat generali olmakla itham ediyordu önceleri... Sonra ani bir U dönüşüyle özür dileyip emekçi yapmıştı.. N'olduysa şimdi de uyuşturucu kaçakçısı olduğunu söylüyor.. Artık hangisini yerseniz onun servisini arsızca yapmaya devam edecek.. İnsaf yahu..!.
MİT belgesi - Sözüm ona bir uzman HASAN BALCI için belge düzenlemiş. Belgenin yaşı ile Hasan Balcı kelimelerinin uyumluluğu nedir ? Düzmece belge, insana sırıtarak bakar.
TEBELLÜĞ Belgesi - Paris Büyükelçiliği'ne ait olduğu iddia edilen tebellüğ belgesi, basit bir kağıt parçasıdır. Bu kağıt parçasındaki düzen ve yer alan ifadeler; resmi yazım formatına uygun değildir. Bu kadar aptal ifadeyi elçilikte çalışan bir müstahdem bile bir belgeye koymaz.. Bunu becerebilecek tek kişi, onun belge olduğunu iddia eden dangalaktır.
SÜRGÜN hikayesi - Laf ola beri gele.. SÜRGÜNDE 25 YIL diye atılan palavralar gerçekten komik. Sürgün dediğin; yurt dışı görev olmasın ? Devlet memuru olanlar bilir; bir memur istemediği yere atanınca SÜRGÜN edildim der.. Bu sürgün de aynı hikaye.. Aksi halde; firarda 25 yıl derdi..
Nebil'in Kitabı - Utanmaz ikilinin kitap dedikleri yazıları okudum. Web sitelerinde yayınlanmış olan altı boş metinleri kitap yapmaya çalışmışlar. Yazılar ''anısı önünde saygıyla eğilme'' gibi içi boş laflarla süslü.. Anıya saygı; lafta değil özde olmalıdır. Nebil ölümden korkmamıştır, ama iftiradan korkmuş, atılan bir iftiranın da kurbanı olmuştur. Bugün atılan iftiralara sessiz kalanların, anılara saygısı da laftan ibarettir. Şunu da belirteyim: Yayıncılar, baskıya değer görmediler. KAĞIDA MÜREKKEBE YAZIK dediler.. Lakin parasını ödersen; her kağıt parçasını kitap haline getirebilirsin. Ancak okuyucu bulamazsın.
NEBİL'in MEZARI - Nebil'in mezar yeri, mezar numarası, otopsi raporu, imam bilgisi, defin ruhsatı bilgim dahilindedir. Beklediğim tek belge; adli tıp dosyasındaki resimdir. Bunu da alacağım. Referansım kuvvetli...
VİCDAN KAYIR - Eğer onurlu ve vicdanlı bir kadın olsaydın, küfre muhatap olmadan önce MIRO masallarında başkalarının anasına, hanımına, kızına, bacısına yapılan küfürlere karşı çıkardın.
Küfür sana bulaşmadan evvel ETİK değerlerin neredeydi ?
Unutma ki; VİCDANSIZ olanı KAYIRMAK, aynı vicdansızlığa ortak olmaktır.
İKİ YÜZLÜLÜK - Hasan Balcı'nın savcılığa şikayet edildiği haberini veren Engin Erkiner; iki yüzlülüğünün de güzel bir örneğini vermiş. Bir yanda hiç tanımadığı kişilerin anasına, kızına, eşine küfür ve sapkın iftiralarla saldıran MIRO tefrikacısına alkış tutup poh poh yapacaksın, öte yandan Hasan'ı kınayacaksın. MIRO'nun cinsel küfürlerine kılın kıpırdamazken, Hasan'ın cinsel küfürlerini düzeysizlik olarak niteleyeceksin.
HADİ ORDAN DİNGİL..
MUHABERAT - Engin korosu; yörüngelerine girmeyen ya da yörüngelerinden ayrılan herkese MUHABERAT çamuru atmaktadır. Bu basit iftiraların ardındaki kıssadan hisse; ''CAMBAZA BAK'' kurnazlığıyla kendilerinde varolanı gizleme çabasıdır. Bu kirli yöntem; net olarak açığa çıkmıştır.
MİHENK TAŞI - Engin çetesinin İFTİRALARINI anlamak için, onlara itiraz edip MUHABERAT elemanı olarak suçlanmak gerekir. Son örnek Hasan Balcı'dır.
ADAM olmak - Mehmet Yavuz; DYP ile ilişkisini anlatmış fakat hiç bir zaman DYP propagandası yapmamıştır. Seçim bildirgelerinde düzene ters devrimci düşüncelerini açıklamış, anti emperyalist tavrından hiç vazgeçmemiştir. Önemli olan kişinin nerede bulunduğu değil, kim olduğudur.
Kendisini devrimci olarak tanıtan Engin Erkiner ise;Ortadoğu'yu kasıp kavuran EMPERYALİST tankların paleti, EMPERYALİST uçakların kanadı olmuştur bugün.
Kendisi; EMPERYALİST bombaların ORTADOĞUYU kan gölüne çevirme eylemlerinin şakşakçısıdır.
Altıncı FİLO'yu denize döken nesilden geriye kalan tarihsel tortu ENGİN ERKİNER'dir..
UTANMAZ Adam - MİT ödeneğiyle semiren adam; DYP üzerinden temizlenmek istiyor.. Tövbe, tövbeee...
EBLEH Kimdir - 2006 yılındaki DYP üyeliğini ''1977 yılında DYP mi vardı'' diye arkeolojik kazı yapandır.
EBLEH Kimdir - Kendisine gönderilen mesajı gönderenin ismiyle yayınladığı halde ''BUNU KİM YAZDI'' diye sorandır.
APTAL - Aşağıdaki soruya yanıt geldi. Aslında bu sorunun yanıtı içindeydi. Ama yazılanı anlamaktan uzak olan bu aptallar; kendilerini zeki sanıp bir de ŞAŞKIN ÖRDEK gibi sıfatlarla yanıt yetiştirmeye çalışıyorlar.
Halbuki; şaşkın ördek olan kendileri.. Ben daha soruyu sorarken İMAM KILIÇ ile İRFAN DAYIOĞLU'nun aynı kişi olduğunu işaret ediyorum. Ama bunu bile anlayamıyorlar.
Neyse; sanırım bundan sonra İMAM KILIÇ olarak yazar.
SORU - İmam Kılıç, İrfan Dayıoğlu'nun bu kuru sıkı atan hallerini tasvip ediyor mu ? Yanıtı; tek bedende iki can olandan bekliyorum.
BİLGİ
- Ömer Ödemiş, emniyet ifadesinin tamamını TARİHSEL HAİNLER isimli
blogda yayınlamıştır. Yayınlanan ifade metni; kendisinde olmadığı için çakallar tarafından gönderilen mailden kopyalanmıştır.
(tarihselhainler.blogspot.com)
YANLIŞ - Çakallar sürüsü; palavra kurgularla ortalığı osuruk gazına boğdu. ATIŞ serbest dedim diye bütün pis GAZLARINI ortalığa saldılar.
Velhasıl, bu çakalların iftiraları da osurukları gibidir.. Pis kokusuyla birlikte yok olup gider.
YANLIŞ - 12 Eylül darbesini yapan orduya ( yargılama ve idamlar nedeniyle )karşısın ama darbenin patronu ve sorumlusu AMERİKA'ya karşı değilsin.
Aksine saldırılarını destekliyor, BOP'a koltuk çıkıyorsun.
İlginç !
YANLIŞ - İrfan Dayıoğlu, Nebil'in 13 Mart 1978 tarihinde yakalandığını iddia ediyor. Lakin bu iddia yanlıştır. Zira bu yakalanmalar 14 Mart 1978 tarihli gazetelerde haber olmuştur. Bu iddia doğruysa, Nebil'in yakalandığı gün hem de hiç göz altına alınmadan doğrudan mahkemeye çıkarılıp tutuklanmış olması gerekir ki; ertesi günün gazetelerinde haber olabilsin. O günkü teknolojiye göre de bu işlemin öğle saatlerinde bitmiş olması gerekir...

TESPİT -AKBANK soygununa katılanlardan birinin MİT elemanı olduğu kesin... Doğru adrese ulaşmak için kişileri tek tek tahlil etmek yeterlidir.

YALAN -''Küçük Burjuvalar Komünistleri de öldürür'' yazısını belge diye yayınlamıştın.. Çürüttüm. Attığın çamur için özür dilemen gerekmez mi ?

YANLIŞ - MİT'in ACİL hareketindeki elemanı olup her faliyeti rapor edenin, SIR VERMEMEKTEN dem vurması; gafilin hasletinden başka bir şey değildir...

YANLIŞ -Kabak tadı veren masal tefrikasının, geriye sarılıp aynı anlatımla vizyona sokulması bıktırdı artık.

Anlaşılan GARP CEPHESİNDE YENİ BİR ŞEY YOK...

YALAN -Ne idüğü belli olan bu zevatın; herkesin deşifre olup resmedildiği AKBANK soygunu dışında başkaca bir eylemi var mı ?

YANLIŞ -Hakaret etmek yerine CEVAP vermek daha kolaydır. Ne idüğüm belli olduğu için bu zevatın seviyesine inmeyeceğim.

Soruyu bazen tersten sormak iyi olur. Ben de öyle yapıp gafile sorayım:

Şimdi her taşın altında aradığınız Mihrac; kollarına koşacak, birlikte iştahla tava yiyecek kadar iyiydi de şimdi mi kötü oldu ?

Beni şimdi söyledikleriniz değil, dün ne yaptığınız daha çok ilgilendiriyor.

DOĞRU -Yüksel Eriş blogunda da Mustafa Kemal Atatürk'ün resmi var.

GÜZEL ve takdir edilecek bir yaklaşım..

Ama bu konuda aklınca beni tiye alan İbrahim gafilinin sessiz kalması çok YANLIŞ..

Benim aklımda MEHMETÇİK YÜKSEL ERİŞ demek var..

Bilmem gafil ne der ?

DOĞRU - Tacettin Sarı için söylenmedik yalan kalmamıştı. Muhaberat komutanıydı, para içinde yüzüyordu, caniydi..

Ama nihayet bunların hiç birinin doğru olmadığını itiraf ettiler. Artık Tacettin'i ONURLU bir emekçi olarak anıyorlar.

İlerisi için doğru bir adım.

Ama bir yanlış Yüksel Eriş blogunda devam ediyor. Bu kişiyi hiç tanımayan Cahit Çelik isimli çakma ressam, Tacettin'i hâlâ Suriye Casusu olarak tanıtıyor.

Füzeyi KUŞ olarak tanıtanın emekçiyi CASUS olarak nitelemesine hiç şaşırmıyorum.

YANLIŞ- Bir HAKİM, hangi gerekçeyle herhangi bir sanığa haber gönderip SİYASİ SAVUNMA YAPMA, SERBEST KALACAKSIN der ?

Hangi hakim, bir sanıkla bu tür diyalog kurar ?

Üstüne üstlük gafilin siyasi savunma yapma gibi bir durumu da yok.. Siyasi savunma yapma görevinin Engin ve Ali'ye verilmesinin de emniyet tavırlarından kaynaklanan nedenleri var.

Hakimin bu davranışının altında başka bir bilgi notu yatıyor olmasın ?

Malum olduğu gibi bu gafil; Sagmalcılar Savcısını da korkuttuğunu (?) iddia ederek geri adım attırdığını söylemişti...

Çok ilginç..

YALAN -Anılarda; her taşın altında aynı kişi bulunmaya çalışılmaktadır. Bu nedenle objektiflikten uzaktır.

İki doğrunun arasına bir YANLIŞ sıkıştırılarak tarih çarpıtılmaktadır.

YALAN- Haydar ve Nebil'den 1980 şartlarında aldığı para takriben 80.000 Dolardır.. Bu paraları nereye harcayıp hesabını kime vermiş ?

YALAN- Nebil, kendisine kaset verecek, Mihrac'a güvenilmemesi gerektiğini söyleyecek kadar yakın.. Lakin iddia edilen yakalatma olayını anlatmayacak kadar da uzak..

Bu nasıl sıkı yoldaşlık ?

Anlatılanlar doğru olsaydı Nebil; her şeyden önce bu olayı anlatıp kendilerini uyarmaz mıydı ?

YANLIŞ- Hapishane ortamında sorulan ve anlatılan ilk konu; yakalanmanın nasıl olduğudur.. Bu gerçek, anılarda da yer alıyor..

Peki bu soru, NEBİL'e hiç sorulmadı mı ? Sorulduysa ne anlattı ?

YALAN- Anlattığı ağır işkencelere şahit başka bir yoldaşı yok. Nedense anlattığı işkencelerin tamamı, yalnız kaldığı dönemlere rast geliyor... İlginç..

YALAN- Mihrac URAL ile var olan ilişkimin temelinde, geçmişe dayanan DOSTLUK harcı bulunmaktadır. O'nun (varsa eğer) serveti, İbrahim gafilinin salyalarını akıtabilir lakin bu durumun beni alakadar eden hiç bir yönü bulunmamaktadır.

Evet, beni izlemeye devam etsin.

YANLIŞ- Binali AKPINAR ile karışık Binali YILDIRIM kuyumcu hikayesindeki hangi Binali doğru ?

YANLIŞ- Ali SÖNMEZ ile 1977 Ağustos ayının sonlarına doğru ADANA'da görüşme yapması ne kadar gerçek ?

YANLIŞ- SÜLLÜMCÜ'yü hatırlıyorsun da TIRNAKÇI'yı neden unutuyorsun ?

YALAN- AĞUSTOS 1977 operasyonunda ÇÖZÜLMEDİK sözü GIRGIR'lık bir komedidir. Örgüt liderinin (?!), çözülmekten de öte İHBAR eden ifadeleri sabittir.

YALAN- Polis ifadesinde, herşey açıkça anlatılmış, sorulmayanlar bile hatırlanarak söylenmişken sadece ne zaman tanışıldığı bilgisi mi YANLIŞ verilmiş ?

Bu kadar zaman sonra çözülmeye bulunan KILIF bu mu ?

Eğer bu ifade yalansa; yani ilişki eskiye dayanıyorsa, fotoğraf çekimlerinin çok ÖNCEYE dayandığını işaret ederek bu gafili aklamaya çalışan Erkan'ın bir kez daha düşünmesi gerekir.

Kıçlarıyla gülme becerisine sahip olanlar; evvela moraran kıçlarına bakıp bu beceriyle neden sirklerde soytarılık yapamadıklarına yansınlar..

YANLIŞ- Gafil adam çarpıtmaya devam ediyor. İşine geldiği zaman hangi sözün kaç yıl önce kimler tarafından söylendiği hiç önemli olmuyor. Ama işine gelmeyince Mahir'in sözleri 40 yıl önce söylenmiş oluyor. Halbuki bir sözün ne zaman söylendiği değil, özü önemlidir. Hele bu sözler, afaki olarak birilerine söylenmiş değil, yazı ve savunmalara yansımışsa, daha da büyük önem taşır...

İlaveten belirteyim; Mahir elbette bir Kemalist değildi. Ancak Kemalizmi hem yazılarında hem de savunmasında layık olduğu şekilde değerlendiren ve Kemalizme saygı duyan dürüst bir devrimciydi.

Çapulcu olmayan herkes Kemalizme saygı duymuştur.

YALAN- Mustafa Kemal profili benim blogumda değil, başkanı olduğum derneğin web sitesinde yer almaktadır. Yer almaya da devam edecektir.

Mustafa Kemal, utanılacak değil saygı duyulacak tarihi bir kişiliktir. Bir gafilin inkarı sadece gafilin kendisini alçaltır.

Deniz ve Mahir çizgisindeki her devrimcinin, Kemalist olmasa dahi Kemalizmi iyi anlaması ve ona saygı duyması gerekir.

YALAN- Aday Arayışları başlıklı makalem, noktası virgülüne dokunulmadan aynı şekilde kendi blogumda yayındadır. Yayından da hiç kaldırılmamıştır. İsteyen açıp okur. Adaylarda aranan niteliklerin etnik ya da dini temellere dayandırılmasına her zaman karşıyım. İbrahim gafilinin okuduğundan ne anladığı beni ilgilendirmez.

YALAN- Mahir'in resmi altına yazılan tümceler bana değil Mahir Çayan'ın kendisine aittir. İsteyen savunmasını, yazılarını tekrar okur ve öğrenir.

''komünizm görüldüğü yerde ezilmelidir'' ifadesi de Mustafa Kemal'e değil, NATO işbirlikçilerine ait bir uydurmadır. Bu yalanın gafil tarafından kullanılması da işbirlikçi zihniyete sahip olduğunun bir kanıtıdır.

YALAN- Sömürü sisteminin emekçisi olmak ile patronu olmak arasındaki farkı anlamaktan bile uzak olan gafil, Osmanlı Bankası'nda çalışmış olmamı da kasıtlı olarak farklı yönlere çekmektedir. Sömürü sisteminde emeğiyle çalışan birini vurmakla o sisteme zarar veremeyeceğini halen anlayamamış.

Öğrenmesi gerekir ki; kişinin nerede çalıştığı değil, çalıştığı yerde neler yaptığı önemlidir

Özetlersem devrimcilikle kovboyluğun farklı şeyler olduğunu öğrenmesi gerekir.

YALAN- Bu blogda doğru/yanlış demeden Nebil hakkında yazılan her türlü yazıya yer verilmeye çalışılmıştır. Çapraz araştırmalarda ortaya çıkan kimi gerçeklerle yayınlanan bazı yazılar örtüşmemektedir. Bir konuyu her yönüyle ele alıp gerisini okuyucuya bırakmak; objektif olmanın gereğidir.

Halbuki benim gönderdiğim hiç bir cevap ya da yazı, Engin Erkiner sitesinde yayınlanmamıştır. Burjuvanın bile kabul ettiği cevap hakkına saygı, hiç gösterilmemiştir.

Nebil RAHUMA

Nebil RAHUMA
Ablası ve yiğenleriyle

Yalçın Küçük yazıyor...

Yalçın Küçük yazıyor...
Türkiye Üzerine Tezler-Cilt 3

Nebil Rahoma ölüyor...

Nebil Rahoma ölüyor...
Sayfa 612

12.06.1978

12.06.1978
Nebil yaralı yakalanıyor..

12 Eylül 1980

12 Eylül 1980
Darbe Günü

Anıt

Anıt
Nebil Rahuma anıtı 2008 yılında yapıldı.

Ablaları

Ablaları
Nebil'le buluştular

Nebil Rahoma ölüyor...

Nebil Rahoma ölüyor...
Sayfa 610

Anıtın genel görünümü

Anıtın genel görünümü
Rahat uyu..

Kâtibe teyze

Kâtibe teyze

Yoldaşları

Yoldaşları
Anıta akın ettiler

Nebil'in abla ve yeğenleri

Nebil'in abla ve yeğenleri
Yeğenler için ilk tanışma

Nebil Rahoma ölüyor...

Nebil Rahoma ölüyor...
Sayfa 611

Dostlarıma

Dostlarıma

Nebil Takvimi

Nebil Takvimi
Son Ay

Hoşçakalın...

Hoşçakalın
Dostlarım benim,
Hoşçakalın..
Sizleri Canımda
Kavgamı Kafamda
Götürüyorum...

Saygı Duruşu

Saygı Duruşu
Nebil'in dostları

iletişim

nebilrahuma@hotmail.com
Basit teması. Tema resimleri fpm tarafından tasarlanmıştır. Blogger tarafından desteklenmektedir.