10 Ocak 2013 Perşembe

Aslı Failler

Tarihin terazisi; lafları değil belgeleri tartar.

Ortalığı laf salatasıyla mundar etmeye çalışanların aslında kim olduklarını, zaman ve mekan kavramlarını yok farzederek olayları nasıl çarpıttıklarını ibretle görüyorum.

Ama hiç şaşırmıyorum. Çünkü bu türlerin kim olduğunu net olarak biliyorum.

Nebil üzerinden aklanmaya çalışanlar, aynayı hep başka tarafa çevirip sütten çıkmış ak kaşık moduna giriyorlar.

Ayıptır, günahtır !

Nebil'in katlinin en önemli gerekçesi; örgüte ihanet etmek...

Yani; örgüt adına kamulaştırılan altınları (örgütün bilgisi dışında) başka bir örgüte aktarmak...

Nebil; sorgusunda bu durumu kabullenip yaptığının hata olduğunu söylemiş.

Peki Nebil'in hayatına mal olan altınları alan kişi ne yapmış ?

Aldığı altınları kendi örgütüne; yani ACİL'e aktarmış mı ?

Hayır !

Nasıl harcandığı da meçhul.

Peki; Nebil'i katledenleri tanıyıp bildiği halde onlarla hesaplaşmış mı bugüne kadar ?

Yok !

Aslında bu yüzsüz ve de arsız zatı muhteremin afiyetle yediği şey; 1.500.000 Liralık altın değil, Nebil'in bedenidir.

Ama atıp tutuyor, boş teneke gibi çok ses çıkarıyor bugün..

Biliyor ki; geçmişte ne yaptıysa yanına kâr kalmış hep...

Her neyse; gelelim asıl mevzuya..

Bakın Nebil, kendisini ölüme götüren süreçte neler söylemiş:


Not: 1980 yılında alınan 1.500.000 Liralık altının bugüne uyarlanmış değeri takriben 80.000 TL'dir.